Brian matson kutsal kalp sağlığı sistemi. Ev sinemasında bu hafta: Bir fiyaskonun perde arkası; Felaket Sanatçı
sömürülesi e-kitap siteleri - sayfa 17 - ekşi sözlük
Home » KÜLTÜR » Ev sinemasında bu hafta: Bir fiyaskonun perde arkası; Felaket Sanatçı Ev sinemasında bu hafta: Bir fiyaskonun perde arkası; Felaket Sanatçı The Room'un çekim sürecine odaklanan bu film, Hollywood'taki ajanslara ve yapımcılara kafa tutarak kendi filmini yapmaya girişen sinema sevdalısı Tommy Wiseau'nun tuhaflıklarla dolu traji-komik hikayesini anlatıyor Cumartesi 5 Aralık Altı milyon dolarlık bütçeyle ve üstelik tamamen kişisel bir finansal kaynakla çekilmiş bir film düşünün.
Fakat bu öyle bir film ki yüksek yapım bütçesine rağmen vizyona girdiği dönemde kendisine tek bir salonda gösterim imkânı bulup sadece dolar civarında bir gişe hasılatı elde etsin.
Bu da yetmezmiş gibi "21'nci yüzyılın en kötü filmi" olarak dünya sinema tarihinin kayıtlarına geçsin. Sinefiller eminim "tüm zamanların en kötü filmi" dediğimde, bunun hangi film olduğunu şıp diye anlamıştır.
Evet, bu haftanın yazı konusu; artık gece yarısı sinema kuşakları içinde klasikleşen ve on yedi yıl sonra bile popülerliğini koruyarak yıllar içinde bir kült film haline dönüşen yapım "The Room" ve elbette bu filmin gizemli yaratıcısı "Tommy Wiseau". Şu an filme dair spoiler verdiğimi düşünmeyin; zira hiçbir spoiler bu filmdeki sürrealizmi ve sürprizleri bozamaz, hatta seyretmeden bu eleştirileri anlamanızı sağlayamaz.

Filmde Tommy Wiseau'nun hayat verdiği Johnny karakteri evlilik planları yaptığı nişanlısı Lisa'yla birlikte San Francisco'da yaşayan bir bankacıdır. Johnny öyle biridir ki; işinde çok başarılıdır ve iş zekasıyla çalıştığı banka yöneticilerini etkilemekte, onlara farklı bir vizyon katmaktadır.
Onunla vakit geçirmek için can atan, birbirleri için her şeyi yapabilecek can dostu arkadaşları vardır.

Çevresi tarafından çok sevilir, kayınvalidesi tarafından takdir edilir, yetim bir çocuğun maddi ve manevi olarak sorumluluğunu üstlenmiştir, çocuk da onu babası gibi görmekte ve onu çok sevmektedir. Alkol almaz, evinde vakit geçirmeyi sever ve her akşam eve dönerken nişanlısına demet demet güller, sürpriz hediyeler götürecek kadar nazik, düşünceli ve romantiktir.

Kısaca, Johnny kusursuz arkadaşlara, iyi bir mesleğe ve harika bir ilişkiye sahip, herkesin merkezinde olan eşsiz bir insandır. Entrikalı ilişkiler Diğer taraftan sevgilisi Lisa bir türlü terfi alamayan Johnny'e olan saygısını yitirmiş ve onunla olan ilişkisinden sıkılmıştır.
Ondan ayrılarak istediği hayatı yaşama yollarını düşünmeye başlamıştır. Hayatına heyecan katmak için de Johnny'nin en yakın arkadaşı Mark'a göz koymuş ve onu ayartmayı başarmıştır. Mark her ne kadar yaptığının doğru olmadığını ve bunun en yakın arkadaşına ihanet etmek olduğunu kabul etse de Lisa'nın onu baştan çıkaran tavırlarına karşı koyamamış ve kendini doludizgin yaşadıkları bir ilişkinin içinde bulmuştur.
Fakat Johnny o kadar iyi niyetlidir ki insanların onun arkasından çevirdiği işleri fark edemeyecek kadar herkesten emindir.
Buradasınız
Ta ki bir gün tesadüfen Lisa'nın annesiyle konuşmasına kulak misafiri olana kadar. Sonrasında ise deşifre olan entrikalar yumağında film ilerleyip gidiyor.
İstekliler, ihaleye ilişkin bilgileri yukarıdaki adres ve numaralardan görevli personelle irtibat kurmak suretiyle temin edebilirler. Madde 2 - İhale konusu alıma ilişkin bilgiler 2. Madde 3 - İhaleye ilişkin bilgiler ile ihale ve son teklif verme tarih ve saati 3. Merkez RİZE 3. Teklifler ihale son teklif verme tarih ve saatine kadar yukarıda belirtilen yere verilebileceği gibi, iadeli taahhütlü posta yoluyla da gönderilebilir.
Yanlışlıklar komedisi Velhasıl böyle anlatıldığında film bir konu bütünlüğünde ilerliyormuş gibi görünebilir, fakat neden çekildiği ve filme eklendiği belli olmayan sahneler, anlamsız diyaloglar, filmin devamlılığında bir yere bağlanmayan konuşmalar ve mantık hatalarıyla dolu senaryosuyla film gerçekten bir fiyaskodur.
Oyuncuların gereken ölçüden daha abartılı, aşırı jest ve söz vurgulamalarıyla tam manasıyla rol kesen performanslarıyla film yapım brian matson kutsal kalp sağlığı sistemi alt üst eden "The Room", bir film nasıl yapılmaz konusunda emsal teşkil edecek niteliktedir.
Yani film o kadar kötüdür ki sanatsal ve sinemasal açıdan bir yere koyabilmek mümkün değildir. Ancak filmin büyüsü de burada; tüm bu anlamsızlıklar ve saçmalıklar silsilesi bir yanlışlıklar komedisi misali kazara filmi eğlenceli kılıyor. Kazara diyorum; çünkü Tommy Wiseau her ne kadar sonradan fikrini değiştirse de onun başlangıçtaki amacı insanları kahkahaya boğan bir komedi filmi çekmek değildir.

Fakat film o kadar saçmalıklarla dolu ki gülmemeye kararlıysanız dahi kendinizi tutamıyorsunuz. Bir fiyaskonun perde arkası Şimdi neden 17 yıl önce çekilmiş bir filmden şu an bahsettiğimi merak ediyor olabilirsiniz.

The Room'un çekim sürecine odaklanan bu film, Hollywood'taki ajanslara ve yapımcılara kafa tutarak kendi filmini yapmaya girişen sinema sevdalısı Tommy Wiseau'nun tuhaflıklarla dolu traji-komik hikayesini anlatıyor. Tüm deneyimsizliğine rağmen yeteneklerini ortaya çıkardığı bir film yaptığını düşünen bir adamın bu filmi yapma kararındaki sebepleri gösteriyor.
- Элли огляделась и с трудом обнаружил две крохотные фигурки на крыше ближайшего дома.
- "Они зовут ее бабулей, - подумала Николь.
- Я теперь не могу носиться как .
- Опустившись в кресло, Николь открыла средний ящик и извлекла переносный компьютер.
- Yüksek tansiyon ve hipotansiyon hakkında
- Все невероятно интересно, Макс, - с энтузиазмом проговорил Ричард.
- Full text of "Brian Greene Evrenin Dokusu"
Yüksek tansiyon beyni nasıl etkiler içinde insanların bir fetişe dönüştürdüğü filmin arka mutfağında yaşananları gün yüzüne çıkaran "Felaket Sanatçısı" insanların kafasındaki "peki, ama neden? James Franco'nun her ne kadar ilk bakışta "The Room" filmini tekrar ısıtıp önümüze getirdiğini düşünsem de sonradan aslında bu defa alaycı bir gülüş ile filmi seyretmek yerine Tommy Wiseau'nun gerekçelerini anlayarak onunla empati kurmamı sağladı.
Bu kapsamda baktığımda film; gizemli geçmişi ve karmaşık karakteristik özelliğiyle herkes tarafından dışlanmış olan Wiseau'nun hayalperest bir insanın macerasından ziyade megaloman ve diktatörvari birinin yarı otobiyografik bir film ile kendisini ispat etmek, hayallerini gerçekleştirmek ve varoluşunu anlamlı hale getirmek istediğini görmemi sağladı. Wiseau, Marlon Brando'nun Stella için ağıt yaktığı bir duyarlılıktayken ve birbiri ardına Shakespeare sonelerini sıralayabilecek bir birikimi varken onun ancak Drakula, Frankenstein ya da Caliban gibi kötü rollerde oynayabileceğini düşünen otoriterlere boyun eğmeme isteğini anlayabiliyorum.
Так ты можешь читать их цветовую речь.
James Franco'nun brian matson kutsal kalp sağlığı sistemi bu projeye ilgi duyduğunu da görmek kolay, çünkü belli ki Franco da Wiseau gibi sınırları aşmayı seven bir sanatçı.
Her ikisi de mantık çerçevesinde hareket etmek yerine hırs ve azimle yol almayı seviyor. Ayrıca James Franco'nun belki de kariyerindeki en önemli projesi olan filmdeki kusursuz performansı da kesinlikle övgüyü hak ediyor. Oyuncunun sadece "aha ha ha ha" şeklindeki gülüşü bile bu övgüyü almasında yeter de artar… Bu rol James Franco'ya Bu filmi ben Bu hafta sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle BluTV'nin içeriklerini geçici bir süreliğine ücretsiz olarak açtığı zengin film arşivinde bu filmi görünce mutlaka size tavsiye etmeliyim diye düşündüm.